{ "title": "Çocuklarda Sıvı Tedavisi", "image": "https://www.sivi.gen.tr/images/cocuklarda-sivi-tedavisi.jpg", "date": "20.01.2024 13:23:48", "author": "Selen Karadeniz", "article": [ { "article": "Çocuklarda sıvı tedavisi, en fazla gerek duyulan tedavilerden biridir. Bunun her çocuk doktoru tarafından uygulanabilen dehidrasyon önleyici ya da en uygun şekilde tedavi edebilen, vücuttaki elektrolit bozukluklarının düzeltilebildiği tedavi şemaları ile yapılması gereklidir. Fakat bu çoğu zaman mümkün olmaz. Bunun nedeni hastanın yaşının, klinik özelliklerinin, mevcut hastalığının gibi etkenlerin tedavi şemasını etkilemesidir. Bu yüzden etkenlere uygun şekilde hareket edilmelidir.

Çocuklarda sıvı dengesi

Doğum anında vücut ağırlığının yaklaşık %75 kadarı sudur. Prematüre doğan bebeklerdeki oran %80 kadarken, daha büyük yaşlardaki çocuklardaki su oranı %60 kadar olur. Vücutta mevcut olan su, hücre içindeki ve hücre dışındaki su şeklinde iki farklı türlüdür. Hücre dışındaki sıvı plazma ile intertisiel aralıkta olan sıvıyı oluşturur. Doğumda hücre dışı sıvı %40, bir yaşındaki çocuklarda 5 30, erişkinlik döneminde %20-25 kadardır. Yaşın ilerlemesiyle hücre dışı sıvı azalırken, hücre içi sıvıda artış olur. Aynı zamanda hücre içi ve hücre dışı sıvının içerikleri de farklı olur. Hücre zarıyla ayrılan kısımlar arasında da denge vardır. Denge sayesinde devamlı değişim ve etkileşim gerçekleşir.

Plazmanın hacmi kişide normalde 45 ml / kg olur. Erişkinlerde günlük sıvı değişimi oranı %6, bebeklerde ise %25 kadardır. Bu vücuttaki sıvı oranına bağlıdır. Bu yüzden sıvı alımının kısıtlandığı ya da sıvı kaybının arttığı etkenlerde bebekler, çocuklar oldukça fazla etkilenir. Bebeklerde vücut ağırlığı erişkinlere oranla yirmide bir, yüzey ölçümleri de yedide birdir. Bu yüzden sıvı ihtiyaçları ve sıvı kaybı ağırlıklarına oranla erişkinlerden yüksek olur. Aşırı sıvı yüklenmesinde ya da akut dehidrasyonda vücutta hücre dışından sıvı kaybı ya da sıvı artışı meydana gelir. Hücre dışı sıvı ozmotik değişimlerden etkilenir. Bu değişimlerde hücre dışı sıvıdaki elektrolit değişimlerini yansıtır. Hücre dışı sıvının kontrolünde üç mekanizma etkilidir. Vücutta normalde sıvı alımı ve kaybı dengelidir. Susama merkezi sıvı alımı kontrolünü yapar. Antreior reseptörler susamayı başlatır. Susama merkezi ise hipernatremiye hiperglisemiden çok daha duyarlı olur.

Çocuklarda sıvı gereksinimi

Sıvı tedavisinde hedef idame sıvının tamamlanması, kayıpların tamamlanması, daha önceki kayıpların tamamlanmasını amaçlar. İdame sıvı gereksinimi solunumla, terlemeyle, gaita ile kaybedilmiş hissedilmeyen kayıplar ile idrar miktarından meydana gelir. Çocuklarda her 100 k kalori için yaklaşık 100 ml sıvı gereksinimi olur. Her gün hissedilmeyen 40 ml / kalori sıvı kaybedilir. İdrarla ise 75 ml / 100 kalori kaybedilir. Aynı zamanda vücutta 15 ml / 100 kalori su serbest hale gelir. Bazen fark edilmeyen kayıplar olur ya da azalır. Terleme, ateş, yanık gibi etkenlerde sıvı kaybı artar, hipotiroidi gibi hallerde de azalır. Çocuklarda sıvı tedavisi sırasında bu etkenlere dikkat edilmelidir. İdame tedavisi sırasında hedef günlük sıvıyla elektrolitlerin yanında protein, kalori, yağ ile vitaminlerin karşılanması gelir. Kısa süreli olan tedavilerde ise günlük enerji ihtiyacının sadece %20 kadarı karşılanabilir. Bu oranda açlıktan kaynaklanan protein yıkımı ile ketoasidozun önlenmesine yeterli gelir. Fakat bu uzadığı zaman hasta her günde vücut ağırlığının yaklaşık %0,5-1 kadarını kaybeder. Bu yüzden uzun süreli sıvı tedavisinde enerji açığının karşılanmasına dikkat edilmelidir. İhtiyaç olursa total parenteral beslenme uygulanmalıdır. İdame tedavisi sırasında idrar ve dışkıyla kaybedilen elektrolitler tamamlanmalıdır.

Artan sıvı kayıplarının yerine konması

En fazla ishal, gastrik ve idrarla birlikte sıvı ve elektrolit kaybı söz konusu olur. Bunların aynı şekilde yerine konması gerekir. Fakat pratikte bu genellikle mümkün olmaz. Kaybedilenlerin ölçüleceği aralıklara, kaybın yerine konacak miktara hastanın durumuna uygun şekilde karar verilir. Fazla kayıplarda saatlik işlem gerekirken, hafif hallerde 5-6 saatte bir yerine koyma yapılabilir.

Hastanın hidrasyon durumu göz önüne alınarak, dehidrasyon derecelendirilmelidir. Bu durumda hastanın klinik bulguları dikkate alınır. Önceki kilosu bilinen hastalarda dehidrasyon daha kolay belirlenir. Dehidrasyonu bulunan her hastaya intravenöz sıvı vermeye gerek olmaz. Ağır dehidrasyon, şok bulguları, şuur kaybı gibi durumlarda intravenöz tedavi uygulanmalıdır.

Çocuklarda sıvı tedavisine başlarken elektrolit ile böbrek fonksiyon testleri dikkate alınmalıdır. Tedavi sırasında da bunlar belirli aralıklarla takip edilmelidir. Küçük çocuklarda %10, daha büyüklerde %6'dan fazla sıvı kaybı olursa, 20 ml / kg 0,09 Na Cl ya da ringer laktat yarım saatle bir saat arasında verilebilir. Doz gerektiği takdirde tekrarlanabilir. Verilen sıvının yarısı ilk 8 saat içinde, kalanı 16 saat içinde uygulanmalıdır. Dehidratasyon durumunda hücre dışı kayıplarının yanında, hücre içi kayıplarının da düzeltilmesi gerekir. Sıvı kaybının uzaması etkileri de arttırır. Bu nedenle çocuklarda sıvı tedavisi gecikmeden uygulanmalıdır.
" } ] }