{ "title": "Amniyon Sıvısı", "image": "https://www.sivi.gen.tr/images/amniyon-sivisi.jpg", "date": "20.01.2024 09:52:49", "author": "AYŞE AKŞAHİN", "article": [ { "article": "Amniyon sıvısı, bebeğin yaşam kaynağı olan sıvıdır. Anne karnında bebeğin hayatta kalmasına ortam sağlayan sıvıya“amniyon sıvısı” denir. Nasıl bizim dünyada hayatımız için atmosfer ve havanın içeriği önemli ise bebeğin anne karnındaki gelişimii için amniyon sıvısı çok ama çok önemlidir. Bebek için özel olarak tasarlanmış olan amniyon sıvısı bebek organlarının doğumdan sonra kullanımı için hazırlanmasını sağlar. Bebek, amniyon sıvısı ile bir manada dış dünyaya adapte olmak için egzersiz yapar ve düzenli şekilde bu sıvıyı içer. Bu esnada dili acı, tatlı, tuzlu ve ekşiyi kavramaya başlar. Daha sonra tükürük bezleri de çalışmaya başlar. Bunun dışında fetüsün içtiği amniyon sıvısı hem bağırsakları emilim için hazırlamakta hem de böbreklerin bu sıvıyı sürekli olarak kandan süzmesine imkân sağlayıp böbrekleri çalıştırmaktadır. Böbreklerden emilen sıvı da yine amniyon sıvısına geri verilmektedir. Ancak bu iş amniyon sıvısını kirletmez. Çünkü böbrekler, şu anki görevinden farklı olarak, bebeğin içtiği sıvıyı süzerken temiz hale getirecek bir mekanizmaya da sahiptirler. Ayrıca bu sıvı bir havuzun temizlenmesi gibi diğer birçok sıvının da yardımıyla daima temizlenir. Bu gelişmelerin yanı sıra, bu dönemde sindirim mekanizmasını tam olarak hazır olması için, midede sindirim suları salgılanmaya başlanır. Ayrıca yeni meydana gelen bebeğin bağırsaklarında yer alan hücreler, şekerleri ve tuzları birbirinden ayırt edebilme becerisi kazanır ve bir süre sonra seçilen bu atıklar annenin karnına geri verilir. Böylece hem bağırsaklar hem de böbrekler faaliyete geçmiş olurlar.

Amniyon sıvısı üç saatte bir, yani günde sekiz defa ceninin bağırsakları tarafından emilir ve kan yoluyla anne kanına verilir. Emilen sıvı derecesi kadar sıvı hem anne rahminden ve hem de ceninin akciğer ile böbrekleri tarafından üretilerek amniyon sıvısının havuzuna verilir. Böylelikle cenin için hayati derecede önemli olan bu sıvının miktarı korunmuş olur. Bu güzel sistem sayesinde cenin hiçbir zarar görmeden sindirim sistemini çalıştırmış olur. Ceninin büyümesine orantılı olarak miktarı yavaş yavaş artan amniyon sıvısı onuncu haftada otuz milim, beşinci ayda üç yüz elli milim ve yedinci aya kadar da bir litreye ulaşır. Doğum esnasında ise yarım litreye kadar düşer.

Amniyon sıvısı sindirimin çalışmasını doğumdan sonraya hazırlamakla kalmaz, bebeğin anne rahminde kolaylıkla hareket etmesini de sağlar. Cenin bu sıvı içinde tıpkı limana zincirlenmiş bir sandal gibi yüzer. Bu durumda çok güvenli bir şekilde anne rahminde hareket eder. Bu önemli sıvının cenine sağladığı bir diğer yaşamsal imkân ise sürekli ve sabit bir ısı sağlamasıdır. Bilindiği gibi sıvılar ısıyı dengeli olarak dağıtırlar. Sürekli değiştirilen amniyon sıvısı da belirli bir sıcaklıkta olup ceninin gelişimi yönünden ihtiyacı olan ısıyı her yöne eşit olarak dağıtır. Bu sıvının üretilmesinde, sürekli olarak temizlenmesinde veya miktarının ölçülmesinde tek bir eksiklik ya da hata olsa ceninin normal gelişimi bozulur. Örneğin, amniyon sıvısının miktarının normalden daha az olması ya da hiç olmaması halinde bir sürü anormallik baş göstermeye başlar. Uzuvlar kasılır. Eklemler tek bir bütün olur, deri bollaşır ve gevşer, baskı sebebiyle yüz deforme olur. En önemli sorun ise akciğerlerin oluşumundaki sıkıntı ve bozukluk. Bu haldeyken bebek doğduktan sonra ölür. Bütün bu bilgiler biz insanlara göstermektedir ki, amniyon sıvısının varlığı ve oluşumu ilk insandan bu yana kusursuz bir durumda gerçekleşmektedir. Amniyon sıvısı olmadan bir bebeğin anne karnında yaşaması mümkün değildir.
" } ] }